Dolar 32,5541
Euro 34,7341
Altın 2.491,66
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 19°C
Az Bulutlu
Erzurum
19°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C

YİĞİTHAN’LAR ÖLMESİN!

YİĞİTHAN’LAR ÖLMESİN!
13 Kasım 2021 16:55 | Son Güncellenme: 14 Kasım 2021 14:39

ÖLÜMÜYLE 7’den 70’e herkesi üzen, ailesine, anne-babası başta olmak üzere yakınlarına kahır yaşatan 3 yaşında bildiğimiz, oysa 2 yaşında olduğunu CİMER’e, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yazılan yazıdan anladığımız Yiğithan Himoğlu’nun başından o gece neler geçmişti de kartpostallık fotoğrafları ile hafızalarda iz bırakan o sevimli melek, kanat takıp cennete uçmuştu?

Şehir Hastanesi yönetiminin soruşturma açtığı acı ve dramatik olay, Yiğithan’ın babası Kadir Buğrahan Himoğlu tarafından CİMER’e taşındı. O gece yaşadıkları olayları tüm ayrıntıları ile gönderdiği yazıda anlatan Kadir Buğrahan Himoğlu, şu iddialarda bulundu:

SAAT 16’DA HASTANEDE…

“- Oğlum Yiğithan’ı 10 Ekim 2021 tarihinde, saat 16.00 sıralarında yüksek ateş şikayeti ile Erzurum Şehir Hastanesi Çocuk Acil Servisi’ne götürdük ve 351 kayıt numarası ile sıraya girdik. Oğlum, 49 dakika sonra müşahade altına alındı. Görevli doktor S.İ., çocuğun ateşini ölçtü, kulaklarına baktı ve kan tahlili istedi. Tahlil sonucu beklenmeden damar yolu açıldı ve çocuğa serum verilmeye başlandı. Yaklaşık birbuçuk saat sonra tahlil sonuçları geldi. Bu defa makina marifetiyle serum alınmasına karar verildi, diğer serum çıkarıldı ve makinalı seruma geçildi.

ÇOK SU İÇMEYE BAŞLADI

Yaklaşık yarım saat kadar sonra bu defa Çocuk Doktoru Uzman S.T. geldi, Yiğithan’ın kulaklarını kontrol etti, ‘Bana kulakta yara olduğu söylendi. Yara yok, kir varmış. O da birşey değil’ dedi ve gitti. Acil doktoru S.İ., ‘Çocukta sıvı kaybı var, bol su içirin’ tembihinde bulundu. Saat 19.30 sıralarında çocuğa sıvı içecekler vermeye başladık. Yiğithan’ın bir büyük insan gibi kana kana su içmesi dikkatimizi çekmişti.

SAAT 23’E KADAR SERUM VERİLDİ

Babam, yani Yiğithan’ın dedesi Cahit Himoğlu milli takım boks antrenörü olduğu için bazı konularda bilgi sahibidir. Yiğithan’ın nabzının çok hızlı attığını görünce, sorumlu hemşireden ölçüm yapmasını istedi. Hemşire ölçüm yaptı, sorun olmadığını, her şeyin normal olduğunu söyledi ve seruma devam edilmesi gerektiği bize bildirildi. Serum verme işi saat 23.00’e kadar devam etti ve o ara serumun hızı 50’den 70’e yükseltildi.

YİĞİTHAN’IN KARNI ŞİŞMEYE BAŞLADI

Çocuğun karnının şişmeye başlaması, dudakları ve parmak uçlarının morarması üzerine Doktor S.İ.’ye haber verdik, uzman doktorun gelmesini istedik. S.İ. uzman doktor ile sürekli irtibat halinde olduklarını söyledi, ısrarımız üzerine ‘Böyle konuşan hasta sahiplerine irite oluyorum. Beğenmiyorsanız hastanızı alın, başka hastaneye götürün’ diye çıkıştı. Babam Cahit Himoğlu’nun ısrarcı olması üzerine Doktor S.İ., ‘Gidin çocuğun serumunu çıkartın, bana getirin bakayım’ dedi.

HASTAYI DOKTORUN ODASINA GÖTÜRDÜK

Sorumlu hemşire serumu çıkardı. Annesi çocuğunu kucağına aldı, bir koşu Doktor S.İ.’nin odasına götürdü. Doktor çocuğun akciğer ve batın filmlerinin çekilmesini istedi. Bağırsakta kaka görülmesi üzerine lavman yapılmasını istedi. İlacın verilmesiyle birlikte çocuğun nefes alışverişlerinde anormallik gördük ve ısrarla uzman doktorun gelmesini istedik. Acil Doktoru, ‘Biz görüşüyoruz. Uzman Doktor gelecek’ dedi çocuğu yürütmemizi önerdi, bu arada da yeni tahliller istedi.

ÇOCUK YÜRÜYEMEDİ, AĞLAMAYA BAŞLADI

Yiğithan’ın kolundaki serumu çıkarttılar. Kendisi birkaç adım ancak attı ve ağlamaya başladı, annesinden kendisini kucağına almasını istedi. Saat 23.15 sıralarında tahlil sonuçları geldi. Doktor, ‘Çocukta sıvı kaybı artıyor, engelleyemiyoruz’ demeye başladı. 20 dakika kadar sonra aynı doktora çocuğun durumunu sorduğumuzda, ‘İyi de olabilir, kötü de. Birşey diyemem’ cevabı aldık. Hastamızın servise çıkartılmasını istedik, ‘yer yok’ cevabı aldık. Saat 19.00’da çocuğa bakan uzman S.T. ne olduysa gece saat 01.00 sıralarında yeniden geldi, Yiğithan’ı gördüğünde ‘Çocuk ne çabuk bu hale geldi. Hemen servise çıkartalım, yoğun bakıma alalım’ talimatı verdi.

SON SÖZLERİ “AĞLAMA ANNE” OLDU.

Anne sürekli ağlıyordu. Yiğithan güçlükle annesine ‘ağlama anne’ dedi. Bu, Yiğithan’dan duyduğumuz son sözler oldu. Servise çıktıktan sonra birkaç doktor daha geldi. Çocuğun üzerindeki giysiler çıkartıldığında batın bölgesinde morartılar görüldü. Doktor, ‘bunlar ne?’ diye sordu. Annesi, ‘oğlum sapasağlamdı, acil serviste böyle oldu’ cevabı verdi.

ÇOUCUĞUMUZ SAAT 04.52’DE ÖLDÜ

O telaşeli anda anneye bazı kağıtlar imzalattırılmış. Yiğithan, saat 04.52’de hayata veda etmiş. Ölüm şekli de kayıtlara ‘Bulaşıcı olmayan doğal ölüm’ olarak geçmiş. Yiğithan’ın küçük bedenini yıkarken, karın bölgesinin delinmiş olduğunu gördük. Tüm bu olaylar kamera kayıtlarında da görülebilir.”

Ülke olarak korona süreci yaşadığımız bir dönemde, hekimlerimizin ne denli yoğun bir mesai içinde olduklarını bildiklerini bildiren Kadir Buğrahan Himoğlu, CİMER’e gönderdiği yazısını şöyle noktaladı:

HEKİME GÜVENİN ESAS OLDUĞUNU BİLİYORUZ

“- Sürekli, Hipokrat yemini yapan hekimlere güvenin esas olduğu bilinciyle hareket ettik. Ancak, çocuk hastanın kolundan serumunun çıkartılarak doktorun odasına anne kucağında götürülmesini ne duyduk, ne gördük. Ama burada onu da öğrenmiş olduk. Acaba bu durum ne kadar doğru? Doktor mu yatağında hastasını muayene eder, yoksahasta anne kucağında mı doktorun odasına götürülür? Biz o sıkıntılı süreçte zor olanı yaptık ve hastamızı iki defa doktorun ayağına götürdük.

GEREKLİ İŞLEMİN BAŞLATILMASINI İSTİYORUZ

Bundan sonra başka Yiğithanlar’ın ölmemesi için o gece görevli iki doktor S.İ. ile S.T. hakkında gerekli soruşturmanın yapılmasını, sonucun da tarafımıza Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde bildirilmesini Himoğlu ailesi olarak arz ederiz.”

Başvurunun CİMER’e yapılmasının ardından soruşturma başlattıklarını önceden erzurumdanhaberler’e açıklayan Şehir Hastanesi Başhekim Vekili Dr. İbrahim Hakkı Tör’ü aradık ve soruşturmanın hangi aşamada olduğunu sorduk. Başhekim Tör, ailenin CİMER’e yaptığı başvurudan haberdar edildiklerini belirtti, “Sağlık İl Müdürümüz sayır Dr. Gürsel Bedir Ankara’da. Geldikten sonra durum değerlendirmesi yapacak, alınan sonucu da kamuoyu ile paylaşacağız” diye konuştu. erzhaber

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.