Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 24°C
Parçalı Bulutlu
Erzurum
24°C
Parçalı Bulutlu
Paz 24°C
Pts 23°C
Sal 21°C
Çar 16°C

DADAŞ ÇELİK BİR YAYDIR ONU GERMEYE GELMEZ!

DADAŞ ÇELİK BİR YAYDIR ONU GERMEYE GELMEZ!
31 Aralık 2022 13:53 | Son Güncellenme: 31 Aralık 2022 14:04

ERZURUM gibi hem tarihi ve kültürel emanetlere (mirasa değil) ve hem de doğal güzelliklere sahip şehirlerin, Allah tarafından verilmiş, bahşedilmiş bir lütuf olarak gördüğüm değerlerini vitrine çıkartarak tüm insanların beğenisine sunmaları gerektiğine inanan birisiyim.

*

Yeryüzünde dolaşmak Allah’ın da tavsiyelerindendir!

*

Allah (cc), Yusuf Suresi 109. Ayeti’nde “Senden önce kasabalar halkından şüphesiz, kendilerine vahyettiğimiz bir takım insanlar gönderdik. Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden önce geçenlerin sonlarının ne olduğunu görsünler? Ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hayırlıdır. Akletmez misiniz?” diye buyurarak, bizden önce yaşayan insanların sonlarının ne olduğunu görüp anlamamız için yeryüzünde dolaşmamızı tavsiye etmekte, gördüklerimizi akıl süzgecinden geçirmemizi emrederken, ahiret yurdununun Kendisi’ne inanıp sakınanlar açısından daha hayırlı olduğunu buyurmaktadır.

*

Bu ve benzer ayetlerden de anlaşılacağı üzere, dünyayı gezmeyi, dolaşmayı, tarihi kalıntıları inceleyip ders çıkartmayı ve yaşanılanlardan ibret almayı, dolayısıyla düşünmeyi ve akletmeyi Allah bize tavsiye ediyor…

*

Hal böyleyken, kalkıp turizm hareketliliğine karşı çıkmak, “istemiyoruz, gelmesinler” demek akla ziyan işlerdir.

Dört mevsim turizm hareketliliğini isteyen, özellikle tur’lar vasıtasıyla gezip-görmeye çıkan halkımızın tümüne, Edirne’den Kars’a, Antalya’dan Diyarbakır’a varıncaya kadar, “yerli” insanımızın tümüne hem kapılarımızın, hem gönüllerimizin açık olduğundan kimsenin şüphesi olmasın.

*

Yabancı turistlere gelince…

Onlara da ne “gelmesinler” deme lüksüne ve ne de “sırt dönme” edepsizliğine asla sahip değiliz.

*

Gelen hangi milletten insan olursa olsun otel işletmecileri zaten “baş tacı” ediyor.

*

Burada gözden ırak tutulmaması gereken küçük ve ince bir detay var.

*

Turist, dağdaki otel işletmecilerinin başının tacı, şehir esnafının değil!

O insanları, yani yabancı konukları, dağdaki otel işletmecilerinin otobüs seferleriyle sık sık şehre indirmeleri ve esnafın alışveriş yapmalarına imkan sağlamaları herkesin (boş) beklentisidir.

*

Erzurum’un bir kültür ve medeniyet şehri olduğu konusunda kimsenin şüphesinin olmadığı inancındayım.

*

Tek sıkıntı, tanıtımın yetersizliği noktasında yaşanıyor.

*

Ömrünün tamamını haber peşinde koşmakla, dağ, taş, köşe bucak dolaşmakla geçirmiş, binlerce kare fotoğraftan oluşan bir Erzurum arşivi oluşturma gayreti gütmüş bir gazeteci olarak; elimden geldiğince şehrimin ve değerlerinin tanıtımını yapmaya azami özen gösterdim, göstermeye de devam ediyorum.

*

Memleketim olduğu için söylemiyorum…

*

Erzurum, muhteşem bir şehir; sahip olduğu kültürü, sanatı ve yapıtlarıyla eşi bulunmaz nadide bir elmas.

 

İnanılmaz güzelliklere sahip olduğunu çok iyi bildiğim bu şehrin, bar’ı, kar’ı, yar’ı, türküsü ve de sayıları çok az kalmış “dadaş kültürü”ne sahip insanlarıyla “en titiz şekilde” korunması ve kollanması taraftarıyım.

 

“Ben Erzurum sevdalısıyım” demekle bu işler olmuyor, yürümüyor.

Bu ucuz, Rus parasıyla “bir kapik” bile etmeyen bu sözlerin artık hükümsüz kaldığını hepimiz iyi biliyoruz.

*

Erzurum’a sevda duyanların, önce hiçbir çıkar ve menfaat gözetmeden, kimsenin “amigoluğunu” yapmadan, “omoluğu” bir tarafa bırakarak samimiyetle bu şehre sahip çıkmaları ve kol kanat germeleri gerektiğini açık yüreklilikle söylemek istiyorum.

*

Dadaş ve bar’ın yanında; çok öncelerde ahiret yolculuğuna çıkmış Raci Alkır’ın, Mükerrem Kemertaş’ın, Aşık Reyhani’ni ve isimlerini sayamadığım yüreği yanık, içleri burkuk sanatçılarımızın her biri Erzurum’un paha biçilmez değerleridir ve hiçbiri sarhoş masalarının mezesi, karşılama etkinliklerinin figüranları olmamışlardır, olamazlar da.

*

Kendi kişilikleri başta olmak üzere sanatlarına sahip çıkan, memleketin kültürüne değer katan her bir sanatçı, bir müzisyen, davul ve zurnanın o ritmik sesi eşliğinde duygunun “tey tey” diye haykırarak doruğuna ulaşan her bir Dadaş, bu şehrin başının tacıdır, asla kimsenin oyuncağı değildir.

*

“Efendim falan yerde, filan gruplar, folklor ekipleri turistleri karşılıyorlar. Bun da ne var?” diyenler, Erzurum Dadaşı’nın da aynı ucuz rolü üstlenmesinde bir sakınca olmaması gerektiğini savunuyorlar.

*

Başka yerlerde başkaları başka işler yapıyor olabilirler.

Ancak, “Kötü örnek emsal teşkil etmez” diye var olan bir sözden yola çıkarak diyorum ki, Erzurum Dadaşı asla başka biri değildir” olamaz da!

Bunu herkesin, özellikle de “ben turizmciyim” diyen ortalıkta dolaşanların bu çok önemli detayı bilmesinde yarar görüyorum.

*

Ne diyor rahmetli Sadi Akatay Bar Şiiri’nde…

Dadaş Çelik Bir Yaydır, onu germeye gelmez!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.