Dolar 32,3833
Euro 35,0293
Altın 2.326,93
BİST 9.139,21
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 13°C
Parçalı Bulutlu
Erzurum
13°C
Parçalı Bulutlu
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 17°C
Sal 18°C

OĞUZHAN, YA DA ÇILGIN TÜRK!

OĞUZHAN, YA DA ÇILGIN TÜRK!
27 Haziran 2021 12:16 | Son Güncellenme: 29 Haziran 2021 09:26

GEÇTİĞİMİZ gün, gerek Erzurum, gerek Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi ve gerekse ülkemizin tarihi açısından son derece önemli bir keşfe, bir grup gazeteci olarak tanıklık ettik; son derece zor ve yorucu bir yolculuk sonrasında Tortum’un kuş uçmaz, kervan geçmez dağlarında görüntülemeyi başardığımız 8 bin yıl ve belki çok daha ötelerde çizildiği tahmin edilen bir kaya resmini kamuoyu ile, takipçilerimizle paylaşarak güzel bir habercilik örneği sergiledik.

Dağları, kayaları, toprak çeşitlerini, madenleri değme uzmanlar topluluğundan çok daha iyi bilen, bölgeyi tanıyan, doğa sevgisi üst düzeyde, heyecanlı, koşuşturmaktan yorulmayan Aziziye Belediyesi elemanlarından Oğuzhan Türk’ün mihmandarlığında bir sabah vakti Tortum’a doğru yola koyulduk.

Amacımız, Tortum’un dağları arasına gizlenmiş bir mağaranın duvarına binlerce yıl önce aşı boyası ile çizildiği söylenen kaya resmini görüntülemekti.

Resmin varlığından haberdar olan, aldığı bilgiyi doğrulamak için bizden önce o mağaraya giden ve resmi gören Oğuzhan Türk’ün çağrısına bilim insanlarıyla birlikte kulak vermiş ve yola düşmüştük.

*

Sözü edilen, bizim de artık yerini bildiğimiz, ancak “defineci tahribatı ve talanı”ndan ürktüğümüz için, yerini saklı tuttuğumuz köye vardık, araçlarımızın zorlukla aştığı engebeli, taşlık yolları geçebildiğimiz kadar geçtik, sonra durduk. Çünkü yol bitmişti. Artık hedefe varabilmek için yürümek gerekecekti, önümüzde tırmanmamızı bekleyen çok dik bir dağ vardı.

*

O dik ve sarp dağı tırmanmak, dolayısıyla hedefe varmak için, “benim dışımda kalan” herkes, çantasını, fotoğraf makinesini, kamerasını sırtlanarak harekete geçti.

Hava sıcaklığının 30 derecenin üstünde olduğu, güneş ışınlarının çok dik geldiği ve beyni fokurdattığı bir vakitte, “kalbi sabıkalı birisi olarak” o zorlu parkura kendimi vurmaya cesaret edemedim.

Üzgündüm ama yapacak başka şey yoktu.

Yolda kalma ve belki tırmanışı yarıda bıraktıracak olumsuzluklarla karşılaşma ihtimali yüksek bir riski ve tehlikeyi göze almanın, hele de birilerine yük olmanın hiç de alemi yoktu. Zaten ekipteki arkadaşlar da benim dağa tırmanmama taraf değillerdi.

Yorucu, zorluk derecesi oldukça yüksek tırmanışa kalkışmamamın ne kadar isabetli olduğunu, benden yaşça çok daha genç ve zinde olan yol arkadaşlarımın inişteki perişan halleri ortaya koymuştu.

Aşırı yorgunluk ve susuzluktan bitkin düşen ekip arkadaşlarımın “günlük kıyafetleri” içinde, sırtlarında taşıdıkları, giderek ağırlaşan kameralarla, fotoğraf makineleriyle yaptıkları zorlu tırmanış için gösterdikleri cesaret ve kararlılık her türlü takdirin ötesindeydi.

*

Gazetecilik ve meslek aşkı buydu.

*

O insanları tee bilmem nerelere, hangi zirvelere, her türlü kaza riskine aldırış etmeden sürükleyen tek faktör işte o aşktı.

Yaklaşık 8 bin yıllık olduğu tahmin edilen kaya resmiyle ilgili daha somut ve sağlıklı bilgilere, yapılacak teknik çalışma ve analizler sonrasında ulaşılacak.

Şimdiye kadar çok sayıda tarihi kaya koçlarını, mezar taşlarını ve lahitleri  bularak Erzurum Müzesi envanterine kayıt ettirerek önemli işler başaran Oğuzhan Türk’ün bu defa tespit ettiği çizim, tarihin yeniden ve silbaştan yazılması gerektiği gerçeğini de bize anlatıyor gibi.

*

Anadolu coğrafyasına göz dikmiş, bu toprakların kendilerine ait olduğunu iddia ve yalanlarıyla dünya milletlerini tahrik eden, aleyhimize kışkırtan Ermeni diyasporası başta olmak üzere, hain emeller peşinde koşan çevrelerin yüzüne tokat gibi inen, her biri birkaç bin yıllık olan “Türk Mührü” niteliğindeki bulgular, tüm iddiaların asılsız olduğu gerçeğini dünya aleme ilan etmiştir.

Bu topraklar, bu coğrafya ve Anadolu öz be öz Türk Malı’dır, hem de binlerce yıldan beri öyle 1071’den itibaren filan değil.

Böylesine önemli bir olayın ortaya çıkmasında en büyük pay hiç şüphesiz Aziziye Belediyesi çalışanı Oğuzhan Türk’e aittir.

*

Bu büyük keşfin kamuoyuna duyurulmasında önemli rol üstlenen, o dağlara günün en sıcak anında, bin bir zorlukla ve bir yudum suya hasret duyarak tırmanma becerisi ve başarısı gösteren gazeteciler ile bilim insanları Doç. Dr. Yavuz Günaşdı ile ahm,,, katkıları da takdirle anılması gereken çalışmalardır.

*

Yüzey araştırmacılarının bulabilmek için çok çabaladığı, yıllarca dağ taş, mağara, kovuk, in demeden didik didik ettiği ancak kayda değer bir bulguya rastlayamadıkları gerçeği göz önünde tutulduğunda; Oğuzhan Türk’ün bulduğu, bilinen tarihi tersyüz eden ve yeniden yazmaya zorlayacak böylesine bir keşfin önemi ve değeri kendiliğinden ortaya çıkar.

*

Her bir köşesi; dağı, bağı, ovası, yaylası, kayalık zirveleri, geçit veren ya da vermeyen tepeleri sır’larla, büyük gizemlerle dolu Erzurum’a, her zamankinden çok daha fazla sahip çıkılması gerçeğini ortaya koyan kaya resmi, bölgede geniş çaplı bilimsel araştırma ve çalışma yapılması gerçeğini de herkese hissettirmektedir.

*

İnsanı bazen canı sıkkın, moralsiz zamanında bir önemli olay, bir buluş, bir güzel uygulama, bir davranış biçimi, bir sesleniş, bir güzel bakış kasvetini dağıtmaya, umutlarını yeşertmeye, yüzünü güldürmeye yeter…

*

Tıpkı gazeteciler, DHA Bölge Temsilcisi Turgay İpek’i ve DHA’dan Oktay Polat’ı, İHA Muhabirleri Sefa Tetik ile Çağrı Korkmaz ve tabi ki beni kayalık bölgeye çekip götüren, gördüğümüzde heyecanlandıran ve insana tüm yorgunluğunu unutturan 8 bin yıllık kaya resmi işinde olduğu gibi…

*

Ne demeli?

Teşekkürler Oğuzhan Türk!

Bize, hepimize, bu ülkeye ve insanına o güzel heyecanı “bedava”, yani “karşılıksız”, yani “meccanen”, yani “asli görevin olmadan” ve hatta “teşekkür” bile beklemeden “amatör bir ruhla” yaşattığın için…

Keşke bol sıfırlı kabarık maaş bordrolarına imza atan, yaptıkları iş ile aldıkları maaşları biri biri ile çelişen, lafa geldiğinde “mangalda kül bırakmayan”, ancak icraate geldiğinde ortalıklarda görünmeyen memleket sevdalıları(!) senin gibi olsa…

İyi ki varsın “çılgın” Türk!

YORUMLAR

  1. HALİM dedi ki:

    Allah razı olsun inşallah Böylesi Vatan Severlerin Ellerinden Tutmak lazım