ERZURUM İNSANININ VAKARI

“DARA düşülürse, yani fazlalıklar bir kenara konulursa geride ne kalır?”

“Bu soru da nereden çıktı?” diye sorabilirsiniz.

Haklısınız; hemen açıklamasını yapayım:

Dün Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nin oldukça kalabalık salonunda gerçekleşen CHP Grup Toplantısı’nı izlerken, aklımdan işte bu soruyu geçirdim.

*

Televizyonlara konuşan, canlı bağlantılara katılan yorumcuların salonun tıklım tıklım dolu oluşuna yönelik sözleri kulağıma kadar geliyordu.

*

Söylenenler doğruydu, salon gerçekten tıklım tıklımdı.

Ancak “tıklım tıklım doluydu” denilen salonun toplamda 830 koltuğu bulunduğunu da akıldan ırak tutmamak gerekiyordu.

Yan boşluklarda ayakta dikilenleri, basamaklara tünemiş insanları da hesaba kattığınızda, içeride ben diyeyim bin 100, siz deyin bin 200 kişi ya vardı, ya yoktu!

Dolayısıyla salonda 3-4 bin kişinin varlığından asla söz edilemezdi.

*

Bu brüt bir sayıydı, net rakama ulaşabilmek için dara’yı düşmek gerekiyordu!

*

O kalabalıkların içinden Ankara’dan gelen milletvekillerini, güvenlikçileri, parti görevlilerini ve gazetecileri çıkardığınızda geride ne kalırdı?

Kaldı ki, kalanların hepsi Erzurumlu da değildi.

Başta Artvin ve Rize olmak üzere çevre il ve ilçelerden gelen çok sayıda partili salonda küçümsenmeyecek çokluktaydı.

Onları da Erzurum seçmenini belirleme adına toplamdan düşürmek gerekirdi.

*

Demem o ki, içerinin görüntüsü en usta yorumcu ve  analistlere bile sağlıklı veri sunmaktan öte bir yerdeydi.

*

Bu nedenle salonun doluluğunu falanı filanı kenara itip, önemli bir ayrıntıya vurgu yapmayı, dolayısıyla hakkı hak sahibine teslim etmeyi daha uygun buluyorum.

*

Ak Parti ve MHP’nin kalesi olarak bilinen, milliyetçi ve muhafazakar bir seçmen profiline sahip Erzurum, acaba Kemal Kılıçdaroğlu’nu nasıl karşılayacaktı?

Önceki zamanlarda Ankara’da, Ordu’da, Rize’de ve daha birçok yerde yaşanan gerginliklerin bir benzeri Erzurum’da da yaşanabilir miydi?

Birçok insanda ziyaret öncesinde endişe vardı.

*

Şükür ki, korkulan olmadı.

Aksine; yaşanması ve uygulanması çok da kolay gözükmeyen bir plan dahilinde Erzurum’a çıkartma yapan Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarını dostça karşılayan, dertlerini, sıkıntılarını nazik bir üslupla dile getiren, konuklara çay, kahve ikram etmek için ısrarcı olan şehir insanı ve esnafı vakarlı duruşuyla takdir topladı.

*

Merak ettiğim bir konu var…

Kemal bey, Erzurum gezisinden memnun kaldı, mutlu oldu mu acaba?

*

Sayın Kılıçdaroğlu’nun ve Ankara’dan bir uçak dolusu Erzurum’a getirdiği milletvekillerinin ne düşündüklerini, nasıl bir izlenimle geri döndüklerini bilemem ama, ben şahsen dünkü manzaraya bakarak, Erzurum’dan CHP’nin bir milletvekili çıkartma ihtimalini “zayıf” bulduğumu söyleyebilirim.

*

Kemal Kılıçdaroğlu Erzurum’dan en az bir milletvekili çıkartmayı çok istiyor.

Grup toplantısında söyledikleri, art arda sıraladığı vaadleri, “Erzurum’u yeniden Doğu’nun Paris’i yapacağız” sözleri ne kadar istekli olduğunu gösteriyor.

*

CHP’ye birçok yerde yoğun ilgi olduğu biliniyor.

Ancak aynı ilgi Erzurum’da yok!

CHP kurmaylarının öncelikle bu ilgisizliğin nedenlerini bulmaları ve üzerinde çalışmaları gerekiyor.

*

Parti programı önemli.

Tabi il ve ilçe teşkilatlarının yapısı da!

Gerçi vakit henüz erken.

Ama CHP Erzurum’dan gerçekten bir vekil çıkartmak istiyorsa işi baştan sağlama almalı, milletvekili adaylarını iyi belirlemeli, toplumun benimseyeceği isimlere listelerinde yer vermelidir.

*

Yoksa önceki seçimlerde olduğu gibi, hayal kırıklığı yaşanılması kaçınılmaz olur.

Kemal bey’in Erzurum çıkartması uzun yıllar konuşulacak cinsten bir uygulamaydı.

Ancak “tek çiçekle bahar gelmez” diye bilinen bir de söz var.