“PALANDÖKEN” DENİLİNCE, AKLA ERZURUM GELİR

MERHABA dostlar.
Hayırlı bir hafta ve hayırlı bir gelecek sizlerin olsun.
Hani derler ya, “arife tarif gerekmez” gerekmez de, insan arif de olsa, kâmil de olsa ara sıra dürtüklenip uyandırılmalı. Yoksa uykusundan uyanmaz, o uyursa millet uyur ama kötülükler uyumaz.
Çok yakın bir zaman içerisinde şehrimizde önemli bir etkinlik yapılacak. Adı “2017 Wınter Festival ERZURUM. Kısaca; EYOF!” Yani gençlik kış oyunları. Hani Trabzon’da yaz oyunları yapılmıştı ya, onun kışın yapılacak olanı.
“Kötü” diyen var mı? Sanırım aklı başında ve fanatik düşünmeyen her arif ve kâmil adam, “güzel” der. Ben de öyle diyor ve muvaffakiyetler diliyorum.
Peki, bu oyunlar için şehir ne diyor?

***
Geçen haftasonu, bu konuyu ahaliden birilerine sordum. Ahali uykuda, şehir bilmiyor, şehir habersiz ve hatta şehir yok! Zaten, oyunların içinde Erzurum da yok!
İnanmazsanız çıkın şöyle caddeyi , sokağı dolaşın ve önünüze gelen ister veliye ister deliye sorun; “EYOF nedir, ne zaman yapılacak?” diye. Bakın ki, kim, ya da kaç kişi biliyor?
“Ele deme Dadaş!”
Vallahi ben dedim bile. Erzurum yok! Yani; EYOF ta Erzurum un adı var da, kendi yok, Ejder var da, Palandöken yok. Ya ne var?
“Ben bilirim” var, “ben yaparım” var?
“Biz biliriz” yok. Sadece “ben” var! Gelin görün ki, kâğıt üzerinde bir komisyon var, var ama onların da bu işe ayıracak zamanları var mı, o da bilinmiyor.
Bilenleri, 30 santim kar yağınca gördük. Yapanları, çatılardan düşen kar ve buzların altında kalan arabalara, ellerini nefesi ile ısıtarak okuluna sabahın köründe ağlayarak gitmek zorunda kalan çocuklara bakarken gördük.

Demiştim ya o zaman:

Adana’ya yağmur yağar, görüntüsü kar gibi
Tatil olur tüm okullar, sanki soğuk var gibi
Kirpiğinden buzlar sarkmış, çatıdaki kar gibi
Erzurum da çocuk olmak, ağlamaktır evladım.
Demiştim!

***

Sadece çocuğu için mi geçerliydi bu sahipsizliği Erzurum’un? Hayır. Kışı sahipsiz, karı sahipsiz, adı sahipsiz. Sahibi olsaydı bir aklı evvelin, Palandöken’i kaldırıp yerine “Ejder” demesi kabul görür müydü?
Oysa “Palandöken” denilince, dünyanın her yerinde akla ERZURUM gelir. Ejder gelmez. O isim bir noktadır. Okyanusun içinde bir damla.

Haber ajanslarına EYOF la ilgili haberler düşmüyor değil. Takip ediyor, hemen her gün sayfasında gelişmeleri takip ediyorum. Ediyorum da, ortada haber de yok. Bir başka deyişle bu haberlerin haber değeri ne kadar ve şehri ne kadar ilgilendiriyor, işte onu anlamakta zorlanıyor hatta anlamıyorum. Kimse de anlamıyor!
Beş yüzün üzerinde üniversiteli genç, gönüllü olarak görev yapacakmış. Güzel ama içlerinde Erzurum’u bilen kaç kişi var? Bir de resen görevlendirilen üniversiteli öğrenciler var. Bir cep harçlığı dahi çok görülen öğrenciler. Yok, veriyorlarmış bir miktar. Ben, verileni yazmaktan utanıyorum.
Koordinatör, şehri bilmiyor, insanını tanımıyor. Zaten onu da görevden almış bir başkasını atamışlar. Esnaf deseniz! Caddede esnaftan birine “EYOF ne” diye sordum. Biraz düşünü ve “Bizde yok hocam alt kattaki kırtasiyecide belki vardır.”  Tebessüm ederek ayrıldım yanından. Evet, esnafımız bu konuda nasıl eğitildi, nasıl bilgilendirildi, bilen var mı?

***
Gelecek misafirler 14-18 yaş arası gençler. Yani, zihinleri taze, yani kültüre, farklılıklara, medeniyet anlayışına, insani erdemlere ve hepsinden önemlisi Türk İnsanının karakter yapısına, kendilerine verilen bilgiler kadar vakıflar.
Demek istediğim, bu şehir ve bu şehrin karakteri hakkında verilecek doğru ve güzel bir imaj, her zaman onların körpe beyinlerinde yer edinecektir. Ne hazırlık var? EYOF sokağı adı yeterlimi? Buzdan yapılacak maketler, şehrin karakterini ne kadar yansıtacak sizce?
Hatıra olarak götürecekleri hangi eser onlara, Erzurum’u hatırlatacak? Verilen hangi kültürel bilgi onlara, yanlış tanıdıkları Türk insanının doğrusunu öğretecek?
Bilen veya gören var mı? Ben ne gördüm, ne duydum nede biliyorum! Ya Üniversitemizde olmasaydı hali ahvali nasıl olacaktı bu oyunların?
Allaha şükür ki, “OLTU” taşımız var. Alırlarsa veya misafirleri şehre indirecek oyunlarda görevli bir Erzurumlu bulunursa. Zaten şehrin maketini yukarıya yapmışlar ya, inmelerine de gerek kalmamış.

***
Çanakkale savaşlarında Avustralyalı askerlere İngilizlerin, Türkler hakkında öğrettikleri yalan ve iftiraları bu gençlere de öğretilmediği ne malum! O askerlerden biri yaralanıp esir düşünce, Türk milletinin gerçek yüzünü görmüş ve İngilizlerin suratına çarpmıştı.

***
Neyse, uzatmayayım, konu dağılacak. Dostlar, sayılı günler kaldı. Bu oyunlar, önemli ve şehrimiz için değerli bir organizasyon. Bu şehir, ne rant peşinde, ne reklam peşinde, ne makam peşinde ve ne de ikbal, istikbal peşinde koşanların değil, bu şehir bizim. Gelecek olanlar da bizim misafirimiz olacaklar. Unutmayalım.
Su gider, kum kalır.