DOĞA İNSANDAN İNTİKAMINI ALIYOR!

DÜNYANIN 2050 yılına doğru yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı bilim insanları tarafından dile getiriliyor, Küresel Sıcaklık Uyarısı sürekli yapılıyor.

Dünyamız normalin dışında ısınmakta!

“Küresel ısınma” ile birlikte “iklim değişiklikleri” yaşanmaktadır.

İklim değişimi, ne yazık ki, insanoğlunun doğaya verdiği zararların bir sonucudur.

Şimdilerde neler oluyor, neler yaşanıyor biliyor musunuz??

Doğa, kendi doğal dengesine müdahale eden insandan giderek intikam almaya başlamıştır.

Birleşmiş Milletler’in (BM) Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) yayınladığı raporda; atmosferdeki sera gazı salınımının rekor seviyede olduğuna dikkat çekti ve küresel sıcaklık artışının gelecek 5 yılda 2,7 santigrat derece artışla “tehlikeli” seviyelere ulaşabileceği uyarısı yaptı.

Sıcaklık şu an 1,5 santigrat derecedir. Bu nedenle gelecek yıllarda hava sıcaklığı giderek artarak, dünyayı çöle çevirebilecektir.

Aynı raporda, iklim değişikliğinin “geri dönüşü olmayan” etkilerini artmaya devam ettiği de vurgulandı.

Küresel su seviyelerinin, Grönland ve Antarktika’da buzulların hızla erimesiyle artmaya devam ettiği kaydedilen raporda, 2050’ye kadar sel riski altındaki insan sayısının 1,6 milyara çıkması, 2,7 ila 3,2 milyardan fazla kişinin ise su kıtlığı ile karşı karşıya kalmasının beklendiği belirtildi.

Küresel ısınma daha fazla ani yağışa, betonlaşma daha fazla sele neden olmaktadır.

Her ne kadar çoğu kişi bu olayları doğal felaket olarak adlandırsa da, ani su baskınlarının nedeninin, insan eli ile oluşturulmuş iklim değişikliği ve küresel ısınma olduğu konusunda bilim insanları birleşmektedir.

Doğal afetlerin zararı her yıl giderek tehlikeli boyutlar kazanmaktadır. Aşırı ısınma, hortum, anormal yağış rejimi, sel, kuraklık, kışın kar yağmaması ve  kar kıtlığı bu olumsuzluklardan sadece birkaçıdır.

Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesi Karadeniz’de bile yağış miktarı ciddi oranda düştü. Kuruyan göletler, suyu çekilen göllerin yürek yakan fotoğraflarını internet ortamında rahatlıkla görmek mümkün.

İklim değişikliğinin en çok hissedildiği Akdeniz havzasında yer alan Türkiye, gerekli önlemler alınmazsa 20 yıl içinde ‘su fakiri’ bir ülke halini alacaktır.

İlk ayını yaşadığımız 2023 yılı ve sonrasında şiddetli kuraklıkların görüleceği açıktır. Buda daha çok tarım üretimini etkileyecektir. Su kullanımı 6-7 kat artmıştır. Su miktarı, kalitesi ve yönetimi ile ilgili sorunlar ise yaşanmaya devam etmektedir.  Bugün ülke nüfusunun önemli bir kısmı kırsalda yaşamakta ve tarımda 17,5 milyon kişi istihdam edilmektedir. Tarımda yaşanacak kuraklık, kırsal nüfus kadar tüm ülkeyi olumsuz yönde etkileyecektir.

Kısaca anormal iklim sinsice ilerliyor ve galiba yuvarlanan kayanın altında kalacağız gibi..

Neler yapmalıyız sıralayalım….

Her türlü israftan kaçınmalıyız..

Şehirlerimizi betona gömmemeliyiz…,

Dere yataklarına bina yapmamalıyız…

Ormanlarımızı yok etmeyip çoğaltmalıyız..

Tarım arazilerini amaç dışı kullanmamalıyız, tarım alanlarınım imara açmamalıyız..

Yeşil alanları artırmalıyız..

Denizlerimizi, akarsularımızı ve çevreyi kirletmemeliyiz…

Bu gidiş diğer dört mevsimi yok etme yolunda ilerliyor. Allah insanlarımızı uyandırsın, doğayı  daha da tahrip ettirmesin, su kaynaklarımızı verimli kullanmayı nasip etsin, bu afetlerden ülkemizi ve ulusumuzu korusun..