Dolar 32,5975
Euro 35,0012
Altın 2.451,45
BİST 9.792,70
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 22°C
Az Bulutlu
Erzurum
22°C
Az Bulutlu
Cum 22°C
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 21°C

ERZURUM, YÜZÜNÜ DOĞUYA DÖNMELİDİR

ERZURUM, YÜZÜNÜ DOĞUYA DÖNMELİDİR
7 Eylül 2019 11:06 | Son Güncellenme: 7 Eylül 2019 13:10

GEÇTİĞİMİZ günlerde, serbest bölgeleri dolaşmak, yapılan yenilik ve yatırımları yerinde görmek amacıyla İran’a, özellikle de sınırımızın yakınındaki Maku ve Culfa kentlerine gitmiştik.

Çok kalabalık değildik, bir Dadaş Gazetesi’nden Mahmut Akdağ, bir de ben!

İki kişiydik.

***

Aslında İran’a, Erzurum Başkonsolosluğu tarafından 4 gazeteci davet edilmiştik.

İki arkadaş mazeretleri nedeniyle gelemeyince, gezi bizim için “özel” bir hale dönüştü.

***

İran’da kaldığımız beş günde çok şeyler gördük, farklı güzelliklere tanıklık ettik.

Bizim, hem ülke ve hem de Erzurum açısından “büyük ve kaçırılmaz” bir fırsat olarak gördüğüm İran’da en dikkati çeken ayrıntı, insanlarının dostane yaklaşımları ve samimiyetleri oldu.

***

Türk olduğumuzu öğrenen, Türkiye’den, hele de Erzurum’dan gittiğimizi duyan insanların gösterdiği güleryüz ve içten yaklaşım, açık söyleyeyim bizi fazlasıyla etkiledi.

***

İran’a daha önceleri iki kez gitmiş, genelde de Tebriz ve çevresini dolaşmıştık.

Bu defa Maku’ya ve Culfa’ya gittik, gezimizin tamamını bu iki kentin serbest bölgelerini incelemeye ayırdık.

***

Bilenler, hatırlayacaklardır.

Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde Erzurum’a bir serbest bölge ayrıcalığı sanki de “altın tepsi” içinde sunulmuş, ancak biz bu ayrıcalığın ne farkına varmış, ne de kıymetini kavrayabilmiştik.

***

Güya Kafdağı’ndan kar bağışlanıyormuş misali, dönemin yöneticileri tarafından bugünün Olimpiyat Parkı’na (Dönemin 23 Temmuz Doğu Fuar alanı) sıkıştırılan Doğu Anadolu Serbest Bölgesi, STK temsilcilerinin “açgözlülüğü ve talandan mal kaçırma” gayretleri yüzünden amacına ulaşamamış, önce kaderine terkedilmiş, sonra da kapatılmıştı.

***

Bizim gerek serbest bölge anlayışımızın, gerekse sera uygulamalarımızın komikliğini, İran’a gittiğimizde, oradaki serbest bölgelerin çapını, kapasitesini gördüğümüzde çok daha iyi anladık.

***

Aslında “Culfa” dediğiniz, bizim Pasinler büyüklüğünde bir yer.

***

Culfa’nın yerli nüfusunun 10 bin, istihdam ettiği eleman sayısının ise, çevre il ve ilçelerden gelenlerle 15 bine vardığını öğrendiğimizde, kulaklarımıza inanmamıştık.

***

Maku, Culfa’ya göre hem daha büyük, hem de bize çok yakın.

Yani Erzurum’dan kalkmış ha Erzincan’ın Refahiye ilçesine gitmişsiniz, ha Maku’ya, ha Sivas’a uzanmışsınız, ha Culfa’ya.

Mesafeler üç aşağı, beş yukarı aynı.

***

Her iki kentte de, yatırımcılara büyük kolaylık ve imkanların sağlandığı serbest bölgeler bulunuyor.

Culfa’daki Aras Serbest Bölgesi 51 bin, Maku Serbest Bölgesi ise 400 bin hektar gibi, milyonlarca metrekare büyüklüğünde alanlara sahip.

***

İran, önceki yılların aksine sorunlarını önemli ölçüde defetmiş, oldukça huzurlu ve yaşanılabilir bir ülke haline gelmiş.

***

Hele Türk’seniz,Türkiye’den gitmişseniz, mesele yok demektir. Her İranlı, sevgisini size karşı anında dışa vuruyor.

***

İki ülkenin komşu olması ve ortak kültürel bağlarının bulunmasının yanında, yeme-içme alışkanlıklarının benzerliği, yaşamın “ortak” hale gelmesini zorlayan etkenler.

***

Tabi Bingöl’den kalkıp, şairin dediği gibi, Hazar’da çalkalanan Aras’ı da yabana atmamak gerek.

Ülkelerin sınırlarını belirleyen Aras, İran’ın önemli bölümüne hayat veren bir bereket deryası halini almış.

***

Ülke olarak ekonomik zorluklar içinde olduğumuz hepimizin malumu.

Başta akaryakıt ve doğalgaz olmak üzere, yiyeceğinden içeceğine varıncaya kadar art arda gelen zamlar, çoğu insanın nefesini kesmiş, umudunu kırmış durumda.

***

Herkesin bu zorluklardan kurtulma adına çareler üretip, çıkış yolları aradığı bir dönemde; “Acaba biz Erzurum halkı olarak da komşu İran’ın sağladığı imkan ve fırsatlardan yararlanamaz mıyız?” sorusunu, herkesin işitebileceği bir ses tonuyla sormak istiyorum.

***

Gittiğim, incelediğim İran’ı, bu anlamda kaçırılmayacak bir fırsat olarak gördüm.

***

Tabi bu benim görüşüm.

İnsanın aklına doğal olarak, “İran, gerçekten bir fırsatlar ülkesi midir?” sorusu gelebilir.

***

Bu sorulara cevap bulmak o kadar kolay ki.

Erzurum’un bilim insanları, bürokratları, yatırımcı kuruluşları komşuyu büyüteçleri altına alıp, akla gelebilecek her türlü sorunun cevabını rahatlıkla verebilir, dolayısıyla arayış içinde olan yatırımcılara yol gösterebilirler.

***

Önümüzdeki haftalarda Azerbaycan’a da artık vizesiz gidip-gelebileceğiz.

***

İran, bizim dışımızda Nahçıvan ve Ermenistan ile de komşu.

Serbest bölgelere yapılacak yatırımlar, bu açıdan da önem kazanıyor.

***

Fukaralığın giderek arttığı, işsiz sayısının her geçen gün biraz daha tırmandığı, nakit darlığından dolayı ekonomik durgunluğun had safhaya ulaştığı Erzurum’un, kendisine yeni kaynaklar bulma zorunda olduğu, artık herkes tarafından iyi bilinmekte ve görülmektedir.

***

Batı’dan, sorun ve sıkıntıdan başka bir şey gelmeyeceği ortadadır.

Bu nedenle Erzurum ve işadamları, hem de hiç vakit kaybetmeksizin yüzlerini Doğu’ya döndürmek zorundadır.

***

Bunu hem kültürel bağlarımız, hem inancımız ve hem de içinde bulunduğumuz sosyo-ekonomik şartlar mecbur bırakmaktadır.

***

İran’ın Erzurum Başkonsolosu Sajad Soltanzade başta olmak üzere; Maku Serbest Bölgesi Genel Müdürü Dr. Muhammed Rıza Abdurrehimi ve Yardımcısı Dr. Mehdi Halefhani, yine Aras Serbest Bölgesi İdari Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Kerimi ile İktisadi ve Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Sefer Şasfendi ve Kültür, Sosyal işler ve Turizm genel Müdür Yardımcısı Yusuf Dadaşzade, işbirliği noktasında tüm samimi görüş ve düşüncelerini ortaya koymaktalar.

***

Bu fırsatların değenlendirilmesi noktasında Erzurum Valisi Okay Memiş’e, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e, ve de Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya ÇOK BÜYÜK GÖREV VE SORUMLULUKLAR düşmektedir.

***

Şayet Erzurum’un yeniden kalkınması, sorun ve sıkıntılarından kurtulması, dolayısıyla eski parlak günlerine kavuşması isteniyorsa; tüm işlere SAMİMİYET ve İÇTENLİKLE el atılmalı, hem ülkelerarası, hem bölgelerarası işbirliği ve güçbirliğinin yolları mutlaka aranmalıdır.

***

Bu konuda en büyük görev ve sorumluluk da, herkesten, her kişi ve kuruluş yetkilisinden önce Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Mehmet Sekmen’e düşmektedir.

Başkan, umarım sorumluluğunun ne denli büyük ve önemli olduğunun farkındadır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.